Yıl 2021. Bilirsiniz yıl olmuş 2021 diye çok cümle kuran insanlar çok. Bazen teknolojinin nasıl bu kadar çok ilerlediğini düşünürken bazen ise hala uçan arabanın olmadığının derdine düşülüyor.
Vaziyet ortada aslında, birçok şey teknolojinin ilerlediği doğrultuda gelişti. Yemeği internetten sipariş ediyor oturduğumuz yerden kalkmıyoruz. Üşengeçliğin kılıfı, teknolojinin ta kendisi haline geldi.
Kıyafetler artık internetten alınıyor. Sanal ortamda tanışılıyor ve hatta evliliğe kadar bu iş ilerliyor. Haritalar elimizin altında, navigasyon bizi istediğimiz yere kadar götürüyor. Taksiyi internetten çağırıyoruz, sevdiğimiz kişileri sosyal medya platformları üzerinden takip ediyoruz.
Bu saydıklarımızın hepsi şu anda mevcut, ve daha ileri nasıl gidilebilir her geçen gün bu düşünülüp konuşuluyor. Bilişim uzmanları, teknoloji liderleri hep daha fazlası için çalışırken neler oldu? Artık internetteki oyunlar kişiyi tatmin etmez oldu. O oyunlardaki karakterin yerine kendisini görmeyi tercih edenler oldu. Bu bir ihtiyaç mıdır tartışılır lakin buna da çözüm bulundu.
Karşınızda sanal gerçeklik! Günümüzdeki sanal gerçeklik teknolojisi hala oldukça ilkeldir, 30 yıl önceki teknolojiden tek farkı herkes tarafından erişilebilir olmasıdır. Örneğin, Ready Player One, Matrix gibi filmlerdeki, Parazit (Snow Crash) tarzı bilim kurgu romanlarındaki ileri seviye sanal gerçeklik gerçekten mümkün müdür?
Konumuz oldukça ilginç ve derin, hadi incelemeye başlayalım…
Teknoloji hep olumlu mu ilerliyor?
Üşengeçlikten bahsetmişken aslında ele alınacak en önemli nokta artık hepimizin hazıra konuyor olması.
Eskiden bir kıza çıkma teklifi etmek deyimi şimdilerde yerini çok daha farklı şeylere bıraktı. Sanal ortam ile reel ortamı yani gerçekliği birbirine karıştırmayı sevmeyen insanların çift yaşadıkları bir hayat ortaya çıktı ne yazık ki. “Sanal sevgilim, gerçek sevgilim” kavramları yaygınlaştı. Bu konu elbette kafaları karıştıran ve hatta ahlaki açıdan tartışılabilir ve zor bir durum.
Sanal alemdeki sevgilinin sadece oraya ait olduğu ve var ile yok arasında olduğunu savunanlar da var. Düşünsenize, aslında varsınız ama yoksunuz. Sanalda olmak, gerçekliğin dışındasınız demek. Ama gerçek dışı demek değil. O yüzden sanal gerçekliğin hayatı olumlu etkileyen yönlerinin yanında olumsuz etkileyen yönlerinin de olduğu unutulmamalı ve bu duruma fazla kapılmanın da tehlikeli sonuçlara sebep olacağını da belirtmek gerekir. Mesela ”Mavi Balina” oyunu sanalın içinde ama gerçek ölümlere sebep oldu. Ne kadar da korkunç değil mi? Ancak bir de şöyle düşünün, günümüzde bilgisayarın başından kalkmayan çocuklar 20 sene önce olsaydı dışarıda hayatlarını daha çok tehlikeye atabilirlerdi, hatta o zamanlarda hepimizin en az bir arkadaşımız veya tanıdığımız çocuk derede yüzerken boğularak ölmüştür, ya da bisiklet kullanırken araba kazasına kurban gitmiştir. Yani aslında teknoloji ile birlikte çocuklar, gençler şu anda neredeyse tamamen güvenli bir ortamda yaşıyorlar. Arada sırada gerçekleşen nahoş kazalar yüzünden koca bir çağı eleştirmek pek de mantıklı değildir.
Sanal gerçeklik gözlüğü ne işe yarıyor?
Daha önce üç boyutlu gözlükler varken bu bile harika geliyordu kulağa. Onunla izlenilen şeyin içindeymişsin hissine kapılıyordunuz. Üç boyutlu gözlük aslında amacına uygun tasarlanmış bir gözlüktü.
Şimdilerde ise sanal gerçeklik gözlüğü aldı artık yerini. Üç boyutlu gözlük çoktan unutuldu. Peki sanal gerçekli gözlüğü tam olarak nedir? Bu gözlük ile sanalda gerçeği yakalamak mümkün mü? Bu gözlükleri deneyenlerin tepkileri oldukça komik. Gerçekmişçesine korkuyorlar, eğleniyorlar. Yalnız sanal gerçeklik gözlüğünün bile tarifinde gerçeğe yakınmışçasına hissetmek ifadesi kullanılıyor, buradan da anlıyoruz ki gerçeğe yakınlığın gerçek olması şu anda epey zor.
Sanal gerçeklik gözlüğünün sunduğu imkân hedefine uygundur, ilginçtir ve deneyimlemek için merak uyandırır. Lakin sanal gerçeklik gözlüğü de isminin de onayladığı gibi sanal bir gerçekliktir.
Gerçekliğin teknoloji ile ulaşılamaz bir boyut olduğu şu anda doğru olsa da yakın gelecekte bunun mümkün olabileceği konusunda en ufak şüpheniz olmasın.
Evet, sanal kavramı günümüzde oldukça popülerdir fakat sanal gerçeklik hala fütüristik bir kavramdır.
Oyun oynarken, eğlenirken, film izlerken sanal gerçeklik gözlüğünü kullanmak yalnızca oradaymışçasına hissi uyandırır fakat gerçekten acıyı hissetmek, zevk almak, tat ve koku almak, üşümek, terlemek, hatta ölmek henüz mümkün değildir, çünkü bunlar oldukça karmaşıktır, zira sanal gerçekliğin direkt beyninize bağlanarak gerekli sinyal alışverişi yapabilmesi gerekir.
Yani, normal gerçeklikten farksız sanal gerçeklik kesinlikle imkansız değildir.